Zaman: 29 Mar 2024, 18:12

Tüm zamanlar UTC + 2 saat [ GITZ ]




Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 
Yazar Mesaj
MesajGönderilme zamanı: 21 Tem 2011, 02:54 
Grand Master
Grand Master
Kullanıcı avatarı
Çevrimdışı

Kayıt: 23 Şub 2008, 14:08
Mesajlar: 1477
Konum: İzmir
Favori Dövüşçü: Sub-Zero
Favori Oyun: Mortal Kombat Shaolin Monks
1. Kefenin cebinde
Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat üç yakın arkadaşını çağırmış yanına... Bir ricada bulunmuş: “300 bin dolarlık tasarrufum var... Bunu öteki dünyaya ***ürmek istiyorum. Ama kimseye güvenemiyorum. Size şimdi 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin.” Demiş. Adam ölmüş. Üç arkadaş verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak: “Hastanenin acil ihtiyacı vardı... Onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarfettim, kefene 80 bin koydum.” demiş. Papaz: “Ben de aynı günahı işledim... Paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum...” Avukat: “Ben sözümü aynen yerine getirdim... Kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum!..”

2. Avukat
Adam meyhanede kafayı çekmiş, ortalığı birbirine katmış. Karakola ***ürüldüğünde de camı çerçeveyi indirmiş. Tutup hakimin karşısına çıkarmışlar. Adam hakimden özür dilemiş ve “Avukatım gelmedi” demiş. Hakim duruşmayı sonlara bırakmış. Son duruşma saati geldiğinde avukat hala ortalıkta yok. Hakim dosyayı incelemiş ve “Sen hem karakolda, hem savcılıkta, hem de mahkemede suçunu itiraf etmişsin... Tanıklar da var... Avukatın gelip ne söyleyecek?” adam boynunu bükmüş “Valla benim 100 milyonumu aldı... Ben de onun gelip ne söyleyeceğini merak ediyorum!..”

3. Lüks oto
Çok havalı ve zengin bir avukat, yeni aldığı lüks spor arabasını ofisinin önüne park eder. Ofisteki arkadaşlarına nasıl gösteriş yapacağını düşünerek arabasından inerken, yoldan hızla geçen bir kamyon sürücü tarafındaki kapıyı kopartır atar. Avukat derhal cep telefonunu açar ve polisi arar. Kısa süre içinde polis olay yerine gelir. Fakat daha tek bir soru sormasına fırsat bırakmadan avukat isterik bir şekilde haykırmaya başlar; “Daha geçen gün aldığı arabası mahvolmuştur ve kaportacı ne kadar ince iş görse gene de eskisi gibi olmayacaktır. O kamyonun sürücüsü derhal bulunmalı ve yaptığı hasar ona mutlaka ödettirilmelidir!” Avukat öfkeli şikayetini nihayet bitirdiğinde, polis bıkkın ve inanamaz bir şekilde başını sallar;
- Siz avukatların bu kadar malcanlı olmalarını bir türlü anlayamıyorum... Sahip olduğunuz şeylere öyle bağlanıyorsunuz ki, başka bir şeyi gözünüz görmüyor...
- Nasıl söylersin böyle bir şeyi?
- Sol kolun dirseğinin altından kopmuş.. Görmüyor musun? Kamyon sana çarptığı sırada olmuş olmalı ve sen bana kaportacıdan bahsediyorsun...
- Aman tanrım!.. Rolex’im de gitmiş!..

4. Yaratıcı avukat
Avukat hırsızlıkla suçlanan müvekkilini yaratıcı bir savunma ile hapisten kurtarmak istemektedir. Avukat yargıca hitaben “Müvekkilim, arabanın camından içeri sadece kolunu sokup çantayı almıştır. Müvekkilimin kolu, müvekkilimin bizzat kendisi değildir. Sadece bir kol tarafından işlenen bir suç için niye bütün bir kişiyi cezalandırıyorsunuz?” der. Yargıç, gülümseyerek “Peki o zaman aynı mantıkla gidiyorum ve müvekkilinizin kolunu 1 yıl hapse mahkum ediyorum. Müvekkiliniz isterse ona eşlik edebilir.” der. Müvekkil gülümser. Avukatın yardımıyla takma kolunu çıkartırlar ve dönüp giderler.

5. Hayırsever avukat
Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu: “Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?” Avukat açtı ağzını; “Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkum olduğunu? Ya da kızkardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç ******yla beş parasız bıraktığını?” Görevli yerin dibine geçmişti. Sadece ”Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi. Avukat onun sözünü keserek devam etti: ”Pekala, ben onlara zerre kadar para vermezken size niçin vereyim?”


6. Danışma
Vatandaş, bir avukatın yazıhanesine gelir. Duvarda büyük harflerle şu uyarı yer almaktadır; "Danışmadan ücret alınmaz." Vatandaş, buna güvenerek sorununu avukata açar, avukat da gerekli bilgiyi vatandaşa verir. Ona çay ısmarlar, tüm bu teşrifattan çok memnun olan vatandaş, avukata teşekkür ederek kapıya yönelir. Tam çıkmak üzereyken avukatın uyarısıyla yerinde durakalır; "Danışma ücretini vermediniz!" Vatandaş şaşırmıştır; "Aman avukat bey, şuradaki yazıda danışmadan ücret alınmadığı yazmıyor mu?" Avukat, "Eeee, tamam yazıyor, danışmadan ücret almıyoruz. Ama, danışınca ücret alıyoruz. Sen de danıştın, ücreti öde bakalım. danışmasaydın böyle bir şey talep etmeyecektim!.."

7. Cep
Bir Amerikan avukat esprisi: Bir yıl kış o kadar soğuk geçmiş ki, avukatlar ellerini kendi ceplerine sokmak zorunda kalmışlar.

8. Sandviç
İki avukat birlikte bir lokantaya gitmişler. Çantalarından birer sandviç çıkarıp yemeye başlamışlar. Masalarına yaklaşan garson; "Burada kendi yiyeceklerinizi yiyemezsiniz!" demiş. Avukatlar "Afedersiniz, bilmiyorduk..." demişler ve sandviçlerini değiş tokuş etmişler.

9. Ada
Bir rahip, bir doktor ve bir avukat deniz kazası sonucu okyanusta anakarayı gören fakat ıssız bir adada mahsur kalmışlar. Adadan kurtulabilmek için tek yol yüzmekmiş ancak deniz aç köpekbalıklarıyla doluymuş. Başka çare olmadığını anlayan üçlüden önce doktor karaya yüzmeye karar vermiş. Rahip ve avukata dönerek, "Ben hayatımı insanları kurtarmaya adadım, bu yüzden de tanrı yardım eder." demiş ve okyanusa atlamış. daha bir kulaç atamadan köpekbalıkları doktoru yemişler. Rahip avukata, "Ben tüm ömrümü tanrıya adadım, o bana yardım edecektir, burada ölemem!" demiş ve atlamış. Tabii köpekbalıkları rahibi de oracıkta yemişler. Avukat olanları görünce bir değerlendirme yapmış, bu iki adam hayatlarını insanlığa ve tanrıya adadıkları halde öldüler, bense hep kendim için çalıştım bu köpek balıkları beni de kesin yer, ama burada aç susuz yavaş yavaş ölmektense atlayıp hemen ölürüm diye düşünmüş ve kendini okyanusa atıvermiş. Denizde olağandışı bir hareketlenme olmuş, bütün köpek balıkları "Buyur üstat..." demişler ve avukatın geçeceği yolda bir kordon oluşturmuşlar.

10. Cinayet davası
Mahkemede bir cinayet davası görülüyordu. Adamın katil olduğu hemen hemen kesindi. Bunu farkeden davalı avukatının aklına bir şeytanlık geldi; "Bayanlar baylar... Hepinize bir sürprizim var!" diyerek saatine baktı... "Tam bir dakika sonra, müvekkilim tarafından öldürüldüğü iddia edilen kişi bu mahkeme salonundan içeri girecek..." Bunun üzerine hakim, seyirciler, bütün kafalar mahkeme salonunun kapısına döndü... 1 dakika geçti... Hiçbir şey olmadı... Bunun ardından avukat: "Bakın..." dedi, "… ortaya bu iddiayı attım ve hepiniz heyecan içinde kapıya bakıp 1 dakika boyunca beklediniz. Bu gösteriyor ki, gerçekten ortada bir ölü olduğuna ve dolayısıyla müvekkilimin katil olduğuna sizler tamamiyle inanmış değilsiniz..." Bu sözün ardından hakim kararını açıkladı ve adamı suçlu buldu... Avukat şok içinde: "Ama nasıl olur? Az önceki gösteriden hepiniz etkilendiniz... Hepinizin kapıya baktığını gördüm!.." Hakim: "Evet doğru... Hepimiz baktık…" dedi, "… ama müvekkiliniz bakmadı!.."

11.Marsa Göndeririz

NASA Mars'a adam gönderecekmiş. Sadece bir kişi gidebilecek, giden de geri dönemeyecekmiş.
İlk aday olan mühendise bu iş için ne kadar isteyeceğini sormuşlar:
- 1 Milyon Dolar… demiş ve eklemiş MIT'ye bağışlayacağım.
İkinci aday olan doktora da aynı soruyu sormuşlar. Doktor:
- 2 Milyon Dolar demiş. Bir milyonunu aileme bir milyonunu da tıbbi araştırmalara bağışlayacağım.
Üçüncü aday olan avukat aynı soruya 3 Milyon Dolar diye cevap verince yetkililer diğerleri bu kadar az isterken kendisinin neden 3 milyon istediğini sormuşlar. Avukat yetkililere doğru eğilmiş, kısık bir sesle:
- 1 milyonunu ben alırım, 1 milyonunu size veririm, mühendisi de Mars'a göndeririz.


Başa Dön
 Profil  
Alıntı ile cevapla  
Eskiden itibaren mesajları göster:  Sırala  
Yeni başlık gönder Başlığa cevap ver  [ 1 mesaj ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat [ GITZ ]


Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Bing [Bot] ve 11 misafir


Bu foruma yeni başlıklar gönderemezsiniz
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu foruma eklentiler gönderemezsiniz

Aranacak:
Geçiş yap:  

cron